Doğu Karadeniz'de Görülmesi Gereken 30 Muhteşem Yer
Doğu Karadeniz, yeşilin ve mavinin iç içe geçtiği, huzur bulabileceğiniz eşsiz bir bölge. Siz değerli okurlarımız için Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin illerindeki en güzel turistik mekanları derledik.
Her bir il için altı adet olmak üzere, bu illerde mutlaka görülmesi gereken yerleri sıraladık. Elbette ki bu illerde keşfedilecek daha pek çok yer var. Seçimlerimizi yaparken yapay zeka teknolojisinden faydalandık ve bu illerde ziyaret edebileceğiniz yerleri listeledik.
Ordu’da Görülmesi Gereken Yerler:
Boztepe: Şehir manzarasının keyfini çıkarabileceğiniz bir nokta. Ordu şehri Boztepe’nin yamaçlarına serilmiştir. Denizden 450 metre yükseklikte olup, ilin tüm güzelliklerini, Karadeniz’in muhteşemliğini Boztepe’den seyretmek doyumsuzdur. İl merkezine 6 kilometre mesafede olup asfalt yolla ve dilerseniz teleferikle ulaşmak mümkündür. Yeme içme ve dinlenme tesisleri ile ormanlık piknik alanları mevcuttur.
Yason Kilisesi: Tarihi bir yapı ve güzel bir manzaraya sahip. Yason Kilisesi, Ordu ilinin Perşembe ilçesinde, Yason Burnu'nda bulunan Rum Ortodoks kilisesidir. Meryem Ana'ya adandığı için Panagia Rum Ortodoks Kilisesi olarak da bilinir. Üzerinde yer aldığı burundan dolayı Yason Kilisesi olarak anılır. Yason adının, Altın Post'un peşinden Kolheti (Batı Gürcistan) ülkesine giden Argonotların önderi İason'dan geldiği düşünülmektedir
Perşembe Yaylası: Doğal güzellikleriyle ünlü bir yayla. Perşembe Yaylası ilçe merkezine 17 km uzaklıktadır. İlkbaharda karların erimeye başlamasıyla hayatın ve canlılığın başladığı Perşembe Yaylası’nda mevsimin ilk karının yağmasına kadar hayat devam eder. Yeşil çimlerle kaplı olan yaylanın merkezinde şehir türü bir yapılanma vardır. Perşembe Yaylasında yerleşim ve yaşamanın Türkler’in Anadolu’ya ayak basmalarından bu yana devam ettiğini kabul edersek doğru yapmış oluruz. Çünkü Ünlü seyyah Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Perşembe Yaylası’ndan ve Perşembe Panayırından bahsetmektedir. Yine 1876 Trabzon Salnamesi’nde Perşembe Yaylası’ndan ve panayırından söz edilmektedir.
Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi: Osmanlı dönemine ait bir konak ve müze. Ordu Müzesi, Altınordu ilçesi Selimiye Mahallesi’nde (Boztepe yolu üzerinde) bulunmaktadır. İlimizdeki tescilli eserler arasında son derece zengin bir taş işçiliğine sahip olan konak, 1896 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmıştır. Bahçesi ile birlikte 625 m2’lik bir alanı kapsamaktadır. Taşları Ünye ilçesinden, ahşap malzemesi Romanya’dan getirtilmiş, İstanbul’dan getirtilen bir usta yapım işini üstlenmîştir. 19. yy. sivil mimarimizin en güzel örneğini teşkil eden konak, zemin ile beraber üç katlıdır. Konak, birinci ve ikinci katı ayıran silme ile beraber, binanın köşelerinde yer alan başlıklı ve kaideli sütunlar, motifli konsollarla desteklenen, söve taşlı ve üstü saçaklı pencereleri taş işlemeciliğinin en güzel örneklerinden olup, ilimizdeki tescilli eserler arasındadır. Bahçe duvarı, merdivenler, balkon ve çatı kenarlarındaki işlemeli taş korkuluklar binanın görünüşüne değer katmaktadır. Konağın bahçesinde fıskiyeli bir havuz ve günümüzde ahşap örtü altına alınmış orijinal taş ocak bulunmaktadır. Tavanlar ahşap kaplama olarak yapılmıştır. Konağın üst katındaki sofanın ahşap tavanı kağıt üzerine yağlıboya desenlerle süslenmiştir. Tavanın ortasında baklava şeklinde bitkisel motifler vardır. Köşelerdeki madalyonlar içine çeşitli manzaralar resmedilmiş, banyoda desenli çiniler kullanılmıştır. Paşaoğlu Konağı; Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 1982 yılında kamulaştırılmış, 1987 yılında onarımı tamamlanarak; “Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi” adı altında hizmete açılmıştır.
Ulugöl Tabiat Parkı: Doğa yürüyüşleri için ideal bir park. Ordu –Gölköy : 63 km'dir. Gölköy – Ulugöl : 14 km dir. Ulaşım rahatlıkla sağlanmaktadır.Gölköy ilçe merkezine 17 km mesafede bulunan krater gölüdür. 26.5 hektar büyüklüğündeki alan, Tabiat Parkı’dır. Doğal yapısı itibariyle yüksek peyzaj değerine sahiptir Özellikle güz mevsiminde yaprakların sararmasıyla oluşan renk armonisi görenleri büyülemektedir. Alan içerisinde üç adet heyelan set gölü bulunmakta; göllerden birisi büyük diğer ikisi ise sazlıkla kaplı küçük yapıda göllerdir. Büyük gölde Abant Alası türü balık yaşamaktadır.
Çambaşı Yaylası: Kış sporları ve doğa yürüyüşleri için mükemmel bir yer.
Ordu - Kabadüz ilçesi, Çambaşı Yaylası 58 km'dir. Ordu -Çambaşı Kayak Merkezi: 54 km dir. Yol Yılın 12 ayı açık ve ulaşım sorunu yoktur.
Karadeniz Bölgesi’nin en önemli yaylalarındandır. Hem yaz hem kış aylarında turizm için bulunmaz doğal güzellik ve özelliklere sahiptir. Deniz seviyesinden 1,850 m. yükseklikte olan yayla’nın ulaşımı, Ordu - Kabadüz - Çambaşı güzergahını oluşturan asfalt yol ile sağlanmaktadır. Modern iki otel ve restoran mevcuttur. Çarşısı, pazarı, piknik yerleri, lokantaları vardır. Doğal güzellikleri ile muhteşemdir. Bu yörede bütün doğa sporlarını profesyonel olarak yapmak mümkündür. Sahil kesimindeki nüfusun büyük bir bölümü yaz mevsiminde bu yaylaya çıkmaktadır. İlimizin 61 km. güneyinde olan bu yaylada, birkaç tane alabalık üretim çiftliği vardır. 72 obası ve 100 bin dönümlük alanı ile ülkemizin en geniş yaylalarından biridir. Şehir ile yayla arasında düzenli olarak minibüs seferleri düzenlenmektedir. Yaylada elektrik, telefon mevcuttur. Bakkal, kasap, et lokantaları, sağlık ocağı ve Jandarma karakolu bulunmaktadır.
Giresun’un Keşfedilmeyi Bekleyen Yerleri:
Giresun Kalesi: Şehrin tarihini ve manzarasını görebileceğiniz bir kale.
Kale birinci derece doğal ve arkeolojik sit alanı olan ve Giresun’u ikiye bölen yarım adanın en yüksek yerinde, şehre hakim volkanik kayalık üzerinde yer almaktadır. Giresun Kalesi’nin ne zaman yapıldığı konusunda bilgiler yeterli değildir. Bununla beraber bazı kaynaklar M.Ö II. yüzyılda Pontus Kralı I.Farnakes tarafından yaptırıldığını göstermektedir. Bizans Dönemi'nde, denizden 100 metre yükseklikte bulunan kale yaygın bir yerleşime sahne olmuştur. Bu yüzden de buraya kale-şehir sözcüğü yakıştırılmıştır. Yapı, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmuştur. İç kalede bir saray kalıntısı bulunmaktadır. Kale duvarları güneybatıdan başlayarak kenti çevrelemekte ve kuzeydoğuya uzanmaktadır. Kalenin kuzeyinde ise blok taşlarla örülmüş mağaraların sığınak olarak kullanıldığı düşünülmektedir.
Kalede milli mücadele kahramanı Topal Osman Ağa’nın anıt mezarı bulunmaktadır. Kale günümüzde piknik ve gezi alanı olarak düzenlenmiştir. Antik kaynaklarda “Bronz Duvarlı Kale” olarak anılan Giresun Kalesi’nin surlarının Helenistik Dönem'e ait olduğu düşünülmektedir. Kale yeşil ve mavinin buluştuğu Giresun'u yüksekten izlemek için de ideal bir noktadır.
Kümbet Yaylası: Doğal güzellikleriyle ünlü bir yayla.Dereli İlçesi sınırları içerisinde yer alan yayla, Giresun’a yaklaşık 60 kilometre mesafede bulunmaktadır. Gerek ilgi çekici coğrafyası, rahatlatıcı iklim özellikleri, zengin bitki örtüsü, tertemiz ve berrak su kaynaklarıyla, gerekse Karadeniz yayla kültürünün çekici örnekleri (yöresel yemekler,yöresel eğlenceler,yöresel mimari vb.) bulunan yayla alanı, 1991 yılında turizm merkezi ilan edilmiştir.Yaylaya, Giresun-Dereli-Şebinkarahisar yolu üzerinden ulaşmak mümkündür. Yayla çimenlerle kaplı ve orman içine serpilmiş düzlüklerden oluşmaktadır. Yaylada temmuz ayında, Uluslararası Kümbet Kültür ve Sanat Festivali düzenlenmektedir.
Kuzalan Şelalesi: Etkileyici bir şelale.Giresun’un Dereli İlçesine 19 kilometre uzaklıkta, Kuzalan Tabiat Parkı'nın değerlerinden biri olan şelalenin yüksekliği yaklaşık 20 metredir. Karşısına seyir terası kurulmuş olan şelale; görüntüsü, sesi ve çevresiyle oluşturduğu harikulade manzarası ile yoğun ilgi görmektedir.
Bektas Yaylası: Doğa yürüyüşleri için güzel bir yayla.Giresun'daki yaylalar içerisinde doğal ve kültürel kaynaklarıyla dikkat çekici yaylalardan birisi de Bektaş Yaylası'dır. Giresun il merkezine yaklaşık 56 kilometre uzaklıkta, Dereli ve Bulancak ilçelerinin sınırlarının kesiştiği bir alanda yer almaktadır. Yayla ilgi çekici doğal güzelliklerinin yanı sıra geleneksel yayla yaşamının tipik örneklerinin gözlenebildiği bir yayla alanı olarak, çevresiyle birlikte 1990 yılında turizm merkezi ilan edilmiştir.Bektaş Yaylası'na; Giresun-Dereli-Yavuzkemal, Giresun-Batlama Deresi-İnişdibi, Giresun-Bulancak yolları üzerinden 3 farklı güzergâhtan ulaşılabilir. Yaylada temmuz ayında yayla şenlikleri tertiplenmektedir.
Aymaç Mesire Alanı: Piknik ve doğa yürüyüşleri için uygun bir alan.Aymaç Mevkii, Kümbet Yayla Merkezinin 2 km. kuzeybatısındadır. Her sene temmuz ayının üçüncü pazar günü Kümbet Şenliklerinin kutlandığı Aymaç Mevkii, doğal güzellikler yönünden zengin, çevre manzarasına hakim bir tepededir. Yol boyunca ladin ormanları ve kır çiçekleri etrafı süslemektedir.
Giresun Adası: Karadeniz’in tek adası olan bu yer, tarihi kalıntıları ve eşsiz doğası ile dikkat çeker.Giresun, gerek bulunduğu coğrafi bölgenin gerekse Ülkemizin doğal ve kültürel varlıkları konusunda potansiyel açıdan önemli kentlerden biridir. Sahip olduğu bu zenginlikte özellikle Giresun Adası ön plana çıkmaktadır. Merkez Gedikkaya Mevkii karşısında kentin 1.6 kilometre açığında, 40 bin metrekare yüzölçümüne ve denizden 30 metre yüksekliğe sahip olan Giresun Adası (eski adı ile Aretias, Khalkeritis), Doğu Karadeniz’de Antik Çağ'da ve Ortaçağ'da yerleşime sahne olmuş tek adasıdır. Mülkiyeti Hazineye ait olan ve birçok açıdan sahiplenmesi gereken evrensel bir değer olarak karşımıza çıkan ada; 2. derece arkeolojik ve doğal sit alanıdır. Ada üzerinde ortaçağdan kalma surlar, 1 adet kilise, 1 adet şapel, 1 adet sarnıç, çok sayıda pithos ve mezar yapıları vardır. Üzerinde kazı çalışmalarına devam eden adanın tarihi, arkeolojik buluntulardan hareketle Milattan Önce 300’lü yıllara kadar inmektedir. Gerek mitolojideki yeri, gerek üzerinde yer alan kültür varlıkları bakımından Doğu Karadeniz’deki üzerinde yerleşim olan tek ada hüviyetindeki Giresun Adası aynı zamanda kuş türlerinin önemli bir üreme ve yaşam alanıdır.Giresun Adası birçok mistik hikayeyi de bünyesinde barındıran önemli bir alandır. Bunlar arasında mitolojik kahraman “Herkül’ ün ve Argonotların Altın Post Efsanesi”, “Kral Mitridates’in Kızı ve Çoban Hikayesi”, “Hz. Yusuf’un Altın Heykeli” ve “Amazon Kadınları Efsanesi” sayılabilir. Adada bulunan, Latincede “Humuza” kelimesinden gelen ve doğum anlamında kullanılan Hamza Taşı adı verilen bir kaya parçası, Kibele inancının adada varlığını devam ettiren bir kanıt olarak durmaktadır. Hamza Taşı'na çocuğu olmayan çiftler kaya etrafında dualar etmekte hatta bir geceyi de adada geçirdikleri bilinmektedir. Doğurganlığın ve bereketin bir sembolü olarak görülen Hamza Taşı etrafında şekillenen gelenek her yıl mayıs ayının 20'sinde “Mayıs Yedisi” törenleri ile “Aksu Şenlikleri” kapsamında devam ettirilmektedir.
Trabzon’un Tarihi ve Doğal Güzellikleri:
Sümela Manastırı: Tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü bir manastır.
Atatürk Köşkü: Atatürk’ün Trabzon ziyaretlerinde kaldığı tarihi köşk.
Uzungöl: Doğal bir göl ve çevresindeki yeşil dağlarla çevrili.
Trabzon Ayasofya Müzesi: Tarihi bir kilisenin müzeye dönüştürülmüş hali.
Boztepe: Trabzon’un manzarasını izleyebileceğiniz bir yer.
Altındere Vadisi Milli Parkı: Doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir milli park.
Rize’nin Doğa Harikaları:
Fırtına Deresi: Rafting ve doğa yürüyüşleri için ideal bir yer.
Ziraat - Botanik Çay Bahçesi: Çayın ve manzaranın tadını çıkarabileceğiniz bir bahçe.
Gelin Tülü Şelalesi: Etkileyici bir şelale.
Kaçkar Dağları Milli Parkı: Doğa yürüyüşleri ve dağcılık için mükemmel bir park.
Gito Yaylası: Doğal güzellikleriyle ünlü bir yayla.
Rize Kalesi: Şehrin tarihini yansıtan bir kale.
Artvin’in Saklı Cennetleri:
Karagöl: Doğal bir göl ve çevresindeki ormanlarla ünlü.
Mençuna Şelalesi: Etkileyici bir şelale.
Borçka Karagöl Tabiat Parkı: Doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir park.
Hatila Vadisi Milli Parkı: Doğa yürüyüşleri için ideal bir milli park.
Maral Şelalesi: Doğal güzellikleriyle ünlü bir şelale.
İşhan Kilisesi: Tarihi bir kilise.
Bu haberimizde yer alan yerler, Doğu Karadeniz’in doğal ve tarihi güzelliklerini keşfetmek için harika seçenekler sunuyor. Seyahatinizde bol bol fotoğraf çekmeyi ve yerel lezzetleri tatmayı unutmayın!